Zeytin ağacı doğanın insanoğluna bir armağanıdır. Bu benzersiz ağacın meyvesi olan zeytinin özü; anne sütüne en yakın özelliğe sahiptir. İçeriğindeki antioksidan maddeler nedeniyle çocukluktan yaşlılığa yaşamımızın her döneminde sağlık açısından eşsiz nimetler sunan Zeytinyağının faydaları saymakla bitmez. Sağlık açısından en yararlı bitkilerden birisi olan zeytinyağının yaklaşık 8000 yıl önce keşfedildiği düşünülmektedir. Çok yüksek besin değerleri içerdiğinden dolayı yaygın olarak hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. 

Zeytinyağının başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere sindirim sistemi, kemik yapısı beyin ve sinir dokuları üzerinde çok önemli fonksiyonları bulunmaktadır. Zeytinyağı eski Mısır medeniyetinden itibaren çok yaygın olarak cilt sağlığı ve kozmetik ürünlerinde de kullanılmaktadır.

Zeytinyağı; E ve K vitaminleri açısından çok zengindir. Bunun dışında kalsiyum, demir, sodyum ve potasyum içermektedir.

Zeytinyağı; vücut için gerekli ancak sentez edilemeyen temel yağ asitleri ile sadece yağda eriyebilen E vitamininin kaynağını oluşturmaktadır. Yüksek kalori değerinin yanı sıra, meyve suyu gibi natürel tüketilebilen tek yağ olma özelliği ile kendine has renk, koku, tat ve aromasıyla insan beslenmesinde çok önemli bir yere sahiptir.

Zeytin; yaprağı, meyvesi ve çekirdeği ile ayrı ayrı bir şifa kaynağıdır. Özellikle bu mucizevi bitkinin yağının, sağlık açısından sunduğu nimetler saymakla bitmez. Çocukluktan yaşlılığa yaşamımızın her döneminde zeytinyağı, sağlığımızı birçok açıdan olumlu yönde etkiler. Zeytinyağının faydalarına aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

Zeytinyağı kalp ve damar hastalıklarında temel risk faktörü olan kötü huylu kolesterolü azaltarak damar tıkanıklıklarını önler. Zeytinyağı, kalp-damar hastalıklarında temel risk faktörü olan kolesterolün, damar tıkanıklığına yol açan "LDL" bileşenini azaltıcı rol oynarken, yararlı ve koruyucu olan "HDL" bileşenini değiştirmez. Bu özelliği ile kalp sağlığı açısından en uygun yağdır.

Zeytinyağı sıcak ve soğuk tüketildiğinde mide asitliğini azaltarak gastrit veya düodenal ülserlere karşı koruyucu bir rol oynar.

Bağırsaklardan geçişi düzenleyici özelliği vardır. Zeytinyağı bağırsalar tarafından en iyi emilen yağ çeşididir.

Zeytinyağı safra salgısını canlandırıcı, safra kompozisyonunu düzenleyici ve safra kesesinin boşalmasını sağlayıcı özellikleri nedeni ile safra taşı riskini azaltır ve taşların erimesine yardımcı olur.

Diş ve kemik gelişimi açısından çok faydalı olup doku ve hücre yenilenmesinde etkin rol oynar.

Yeni doğmuş bebeklerde 6/1 oranında gerekli olan linoleik asit oranı zeytinyağında optimum seviyede olduğundan, bebek bekleyen ve emziren annelerin beslenmesinde en uygun yağdır.

İçeriğindeki zengin antioksidan sayesinde yaşlı ve bebeklerin beyin ve sinir sisteminin gelişim ve yenilenmesinde çok önemlidir. Zeytinyağında yaklaşık %80 oranında bulunan oleik asit insan sütündeki en önemli yağ asididir ve doğumdan hemen sonra bebeğin sinir dokularının gelişiminin sağlanmasında temel bir işleve sahiptir.

Zeytinyağı, hazmı en kolay yağdır.

İçeriğindeki antioksidan (tokoferol) maddelerin etkisiyle bitkisel ve hayvansal yağlara göre çok daha yüksek sıcaklıklara dayanıklıdır. Bu özelliğine bağlı olarak kızartmalarda kullanılabilecek en sağlıklı yağdır. Derin yağda kızartmalarda bitkisel yağlardan çok daha fazla ve daha uzun süre bozulmadan kullanılabilir.

Yaşlanmayı geciktirici özelliği vardır. Yaşlanmanın beyin fonksiyonları üzerindeki yıpratıcı etkisini azaltır. İçeriğindeki A, D, E ve K vitaminleri antioksidan etkisi göstererek hücre yenilenmesini hızlandırır. Hızlanmanın etkisiyle dokular daha hızlı bir şekilde kendisini yeniler.

Zeytinyağı; sıcak ya da soğuk olarak tüketilecek her türlü yemeğe, salatalara ve hamur işlerine, (pasta, ekmek, bisküvi, kek, vb) ayrı bir lezzet katar. Hamur işlerinin kurumasını önler.